Sosyal medya işinize son verebilir

Aslında bu yazıyı aylar öncesinde yazmaya karar vermiştim -yaklaşık 4 ay kadar önce- ancak üşengeçliğimden dolayı ve günceli kaçırdığımı düşünerek vazgeçmiştim. Ama Türkiye’de her geçen gün yaşanan sosyal medya facialarından sonra blogum için amatör bir arşiv olacağını düşündüğümden yazımı tamamlamaya karar verdim.

Sosyal medya hayatımıza girmesiyle birlikte, hepimizin hayatını iyi veya kötü bir şekilde değiştirdi. Bazıları gündemi sosyal medya üzerinden takip ederken, bazıları da mizah ihtiyacını sosyal medya üzerinden karşılıyor. Kendimden örnek vermem gerekirse, genel anlamda TV üzerinden haber veya dizi izlemiyorum çünkü TV izlemiyorum. Twitter ve bazen Facebook üzerinden gündemi ve haberleri takip ediyorum. Hayatımıza giren sosyal medya platformları yavaş yavaş alışkanlıklarımızı da değiştirmeye ve şekillendirmeye başladı ve bunu başardı.

Sosyal medya kullanım oranının yüksek olmasının iyi veya kötü sonuçlarını bu yazımda irdelemeyeceğim, o başka bir yazının konusu olabilir. Ben bu yazımda sosyal medya kullanıcılarının tam olarak sosyal medyayı anlamadan veya sosyal medyadan yazacakları bir cümlenin nerelere varacağını hesap edemediklerinin başlarına ne gibi sorunlar açtığını ortaya sereceğim. 
 Sosyal medya platformlarında yayınlayacağınız bir mesaj -hesabınız gizli değilse- bazen milyonlarca lira harcayarak ulaşamayacağınız bir kitleye ulaşmanızı sağlayabilir. Tabii ki bunun iyi veya kötü olması tamamen size bağlı.

  • İlk örneğimi Yıldız Holding — Yönetim Kurulu Başkanı olan Murat Ülker üzerinden vereceğim. O dönemler sosyal medyayı oldukça aktif kullanan ve zaman zaman insanlarla etkileşime giren Murat Ülker, referandum konusunda tweet atınca ortalık karıştı. Evet tercihini attığı Twitter üzerinden ‘Evet’ marka yağ ürününün fotoğrafıyla belirten Murat Ülker gelen tepkilere daha fazla karşı koyamadı ve Twitter hesabını kapatarak sosyal medyaya veda etti.

Daha sonra Murat Ülker’in Berat Albayrak’a “Twitter’a TC kimlik numarası ile girilsin” önerisinde bulunduğu iddia edildi.

  • İkinci örneğim ise yine iş dünyasından ve yine siyasete bulaşan şirket yöneticisi. Yaşar Holding(Pınar) Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar, referandum sonrasında yaptığı paylaşımla kendisini ve özellikle şirketini çok zor duruma soktu. Referandum sonrasında şirketinin Karşıyaka sponsorluğunu açıkça sorgulayan Selim Yaşar, insanlardan oldukça fazla tepki çekti. Belkide hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaşan Selim Yaşar, söz konusu gönderiyi sildi ve özür diledi. Ancak sonrasında yaşanan büyük boykot olayına engel olamadı. Hatta öyle ki bu durum sebebiyle holdingin amiral gemisi Pınar’ın satışlarının %25 düştüğü iddia edildi.
  • Bu olaydan sonra sosyal medya üzerinden büyük bir boykot hareketi başladı ve insanlar TRBoykot hesabı altında birleşti.(Takipçi sayısı bi’ ara 55k’yı aşmıştı) Boykot hareketinin ve sosyal medya hesabının popülerleşmesinden sonra trboykot.com domaini satın alındı ama bir anda hesap ve web sitesi pasif oldu. –Bu olayı ve Türkiye’de boykot kültürünü ayrı bir yazıda incelemek hedeflerim arasında yer alıyor.
  • Bu yazdığım olay ise sanırım bir futbol maçı sırasında atılan bir tweet ile yaşandı. Dönemin sosyal medya fenomeni Hakan Hepcan, Twitter hesabından dönemin GS futbolcusu Bafetimbi Gomis hakkında ırkçı olarak algılanabilecek bir tweet attı. Bu tweetin ardından binlerce kişi Hakan Hepcan’a tepki gösterdi ve birçok yere şikayet etti. Olay sosyal medyayı yaktı yıktı, hatta Şahan Gökbakar tepki gösterdi, GS kulübü ve kulüp üyeleri önce Gomis’e destek mesajları yayınlayıp sonra Hakan Hepcan’dan şikayetçi olacaklarını açıkladı. Ardından konu televizyona taşındı ama konu amacından saptı ve Hakan Hepcan televizyonda harekete maruz kaldı. Sosyal medya tekrardan karıştı vs. vs. vs. Tüm bu yaşanan olaylardan sonra Hakan Hepcan bir oyuncu ile kurduğu dijital ajansını kapattı ve yurtdışına yerleşti.
  • Futboldan devam edelim. Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Süheyl Batum, GS-FB derbisi sonrası attığı tweetler ile sosyal medya üzerinde oldukça tepki çekti. Galatasaray lehine attığı tweetler sonrasında Fenerbahçeli taraftarların büyük tepkisini çeken Batum, daha sonra da Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından yapılan bir açıklama ile kınandı ve Atatürkçü Düşünce Derneği’nin de bir anlamda hedef olmasına sebep oldu. Dernekten istifası istenen Batum, gelen tepkilere olumsuz yanıt verdi ve istifa etmeyeceğini açıkladı. Ayrıca Atatürkçü Düşünce Derneği bir açıklama yayınlayarak başkanlarının arkasında olduklarını ifade etti.
  • Yine futboldan devam edip Serdar Aziz konusunda yazacaktım ama bu olay henüz sonuçlanmadığı için son skandal ile devam edelim.
  • Çiçeği burnunda milletvekili Kenan Sofuoğlu konusunu yazıp yazımı sonlandıracağım. Bildiğiniz gibi Kenan Sofuoğlu Instagram üzerinden ayakları masanın üzerinde ve danışmanlarının da yer aldığı bir hikaye paylaştı. Bu paylaşımın üzerinde ‘Emirerlerim’ yazıyordu. Bu paylaşımın üzerinden kısa bir süre geçmesinin ardından büyük bir tepki toplayan Sofuoğlu söz konusu paylaşımı kaldırdı ve espri amacıyla paylaşılan bu gönderinin yanlış anlaşıldığını söyleyerek özür diledi.

Ancak tepkiler dinmedi ve ardından Sofuoğlu’nun danışmanı söz konusu paylaşımı espri olması amacıyla kendilerinin istediğini ve Kenan Sofuoğlu’nun ne kadar iyi bir milletvekili olduğunu açıklayan yazı yayınladı. Ancak bu paylaşımda yer alan ‘diğer milletvekilleri danışmanlarının maaşından komisyon alıyor’ cümlesi olayı farklı bir boyuta taşıdı. Tüm bu olayların ardından teyzesinin oğlu olan danışman görevinden istifa etti.

İnsanlar doğası gereği hata yapan ve bu hatalarından gerekli dersleri çıkararak yoluna daha kararlı bir şekilde devam eden canlı, en azından ben böyle düşünüyorum. Buraya yazmadığım veya benim ve sizin bile bilmediğiniz binlerce olay yaşandı, bazılarını bilerek yazmadım. Çünkü burada sadece bulundukları yer gereği sosyal medyada daha dikkatli olması gereken insanlara yer vermek istedim. Yaşanan olayları incelediğinizde ortaya çıkan sonuç; insanların sosyal medyayı küçümsemesi veya eleştirel medya okuryazarlık eksikliği… 
 Özellikle iş insanlarının ve siyasi kişilerin -sosyal medya konusunda herhangi bir fikri yoksa- kendilerine ufak bir ekip kurarak bu platformlarda daha dikkatli adım atmaları gerektiğini düşünüyorum. Tabii bu ekip teyzeoğullarından değil, işi bilen kişilerden oluşmalı. Önümüzde yaşanan bu kadar talihsiz olay varken, bizim bunları tekrar tekrar yaşamamız veya görmemiz akıl işi değil…

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere kendinize iyi bakın…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir